Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun kurye Yunus Emre Göçer’in hayatına kaybetmesine sebep olan kazadan sonra önlem alınmaksızın serbest bırakılmasına tepkiler büyüyor.
İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun fotoğrafının bulunduğu “Aranıyor, firari katil, torpilli” yazılı afiş ile Somali Büyükelçiliği’nin önüne gitti.
Çömez büyükelçiliğin önünde şu açıklamaları yaptı:
“Somali Büyükelçiliği’nin önündeyiz. Geçtiğimiz günlerde Türkiye, çok vahim bir olaya tanık oldu. Ve biz hem bir siyasi parti hem de sorumluluğunu hakkıyla ve layıkıyla yerine getirmeye çalışan bir siyasi anlayış olarak burada yaşanan olumsuzlukları, haksızlıkları ve dramları kamuoyuyla paylaşıp, bunu gündeme getirmek ve takipçisi olmak için buradayız.
Arkamızdaki Somali Büyükelçiliği’nin diplomatik plakalı aracı, yani resmi aracı; buradan alınarak, yasa dışı bir şekilde, asla yetkisi ve lisansı olmayan, hakkı olmayan, diplomatik dokunulmazlığı olmayan bir şahıs tarafından İstanbul’a götürüldü. Ve o araç, hayatını kazanmaya çalışan Yunus Emre Göçer, yolun sağından, kendi güzergahında giderken şiddetli bir şekilde arkadan çarparak beyin travması ile maalesef ölümüne sebep oldu.
“DOKTORDAN BİR RAPOR ALINMADI”
Skandallar dizisi buradan sonra da devam etti. Oraya gelen emniyet görevlilerinin, tutmuş olduğu tutanakta, asıl suçlunun aslında Yunus Emre Göçer olduğuna dair bir tutanak tutuldu. Allah’tan kendileri ile birlikte şu anda bir soruşturma başlatıldı, İçişleri Bakanlığımız gereğini yapıyor. Sonra ne oldu? Yunus Emre Göçer, ağır bir kafa travması ile hastaneye kaldırıldı ve entübe edildi. Daha sonra polis memurları, tekrar hastaneye gittiler. Ne hazindir ki kurallar hiçe sayılarak, doktordan bir rapor alınmadı. Doktora soruldu, ‘Durumu nedir’ diye. Doktor kendisine şu anda konuşma imkânı yok dedi, sözlü olarak. Ve hayati tehlikesi olduğuna dair hiçbir rapor alınmadan oradan ayrıldılar.
Ne yazık ki, suçlu olduğu belli olan bu şahıs ile ilgili hiçbir yakalama ya da gözaltı kararı çıkarılmadı. Bu esnada, maalesef motokuryemiz hayatını kaybetti. Arkasında gözü yaşlı bir eş, iki yavru, bunlardan bir tanesi de ne yazık ki otistik.
Sorunlar bundan sonra da devam etti. İlgili şahıs herhangi bir alkol ya da uyuşturucu testi yapıldı mı, bununla ilgili elimizdeki herhangi bir bilgi belge yok. Gözaltı kararı olmadığı için bu şahıs elini kolunu sallaya sallaya arkasında hayata veda etmiş bir genç, gözü yaşlı bir kadın ve iki yavruyu bırakarak ülkemizi terk etti.
“BİR OTOPSİ DAHİ YAPILMADI”
Hekim olarak konuşuyorum. Merhuma bir otopsi dahi yapılmadı. Çünkü otopsi yapılmış olsaydı, burada dramın ne kadar büyük olduğu, trafik kazasının aslında nelere mal olduğu ortaya çıkacaktı. Otopsi kayıtlarının peşine düştük, otopsi kaydı da yok.
Skandallar dizisi burada da bitmedi. Söz konusu şahıs ülkeden çıktığında gördük ki, kendisine Türkiye’de oturum verilmiş. Peki hangi gerekçe ile oturum verildi. Bakıyorsunuz, bunun bir siyasi sığınma olduğu konuşuluyor. Soru sorduk cevap gelmedi, cevap alamadık. Hangi hakla bir cumhurbaşkanının oğluna bu ülkede siyasi sığınma hakkı verilmiştir? Bu şahsın şu anda Dubai’de olduğuna dair çok önemli işaretler var.
“HESABININ TEK TEK VERİLMESİ LAZIM”
Bu şahısla ilgili Kırmızı Bülten çıkartıldı mı? Hayır. Bu şahısla ilgili Adalet Bakanlığı, Somali Büyükelçiliği, Somali Adalet Bakanlığı’na bir yazı yazdı mı? Hayır. 12 yıl sürgünde yaşadım, hiçbir günahım ve kabahatim olmadığı halde. Ben uluslararası kırmızı bülten ile bir terörist olarak aranmış birisiyim. Türkiye Cumhuriyeti’nin Adalet Bakanlığı; savcıları, hakimleri Londra’ya kadar gönderdi, benimle ilgili Kırmızı Bülten çıkarma ve iade talebi ile ilgili girişimlerde bulundu. Soruyorum Adalet Bakanlığı’na, bununla ilgili bir girişim yaptınız mı? Yapmadıysanız, neden yapmadınız? Bunun tek tek hesabının verilmesi lazım.
Geçtiğimiz günlerde, Sayın Büyükelçi’den randevu talep ettim. Çünkü Somali Cumhurbaşkanı’na bir mektup göndermek istedim. ‘Bu suçluyu lütfen iade et, gelsin Türk yargısı önünde hesap versin’ diye. Somali Büyükelçisi’nin Türkiye’yi terk ettiği ve ülkede olmadığı söylendi bana. Doğru mudur, yanlış mıdır bilemem.
“MAĞDURUN HAKKINI KORUYAMAZSAK, BU TÜR DRAMLARI YAŞAMAYA DEVAM EDERİZ”
Biz bu ülkede mağdurun hakkını koruyamazsak; hukukun çiğnenmesine, devletin kurum ve kurallarının örselenmesine izin verirsek bu tür dramları daha çok yaşamaya devam ederiz. Dünyanın hiçbir modern ülkesinde, hiçbir gelişmiş ülkesinde kendi vatandaşı göz göre göre katledilirken birinin elini kolunu sallaya sallaya ülkeyi terk etmesine müsaade edilmez.
Hatırlayacaksınız, iki yıl önce bir Afgan; Manisa’da çalıştığı çiftlikteki ailenin 12 yaşındaki kız çocuğunu kaçırdı. Bu kız çocuğunu aldı, 1800 kilometre yol geçti, Türkiye’nin batısından doğusuna; İran sınırından elini kolunu sallaya sallaya geçti, tecavüz ettiği küçücük yavrunun bir bebeği dünyaya geldi, İran’da. İki yıl sonra öğrendik ki kız çocuğu oradaymış. Devletimiz gereğini yaptı, bu kız çocuğunu bebeği ile beraber Türkiye’ye geri aldı. Fakat bakıyorsunuz, bu alçak, bu hain; Afganistan’a iade edildi. Devlet, masaya yumruğunu vuracak, gereğini yapacak ve bütün bunların hesabını tek tek soracak. Aksi halde biz bu ülkede güvenli olarak yaşayamayız.
“SOMALİ BÜYÜKELÇİLİĞİ’NE AÇIKÇA İKAZDA BULUNUYORUZ”
Tekrar… Somali Büyükelçiliği’ne açıkça bir ikazda bulunmak istiyoruz. Gereğini yap ve Türkiye’de bu hassasiyetin ne kadar dramatik olduğunu, lütfen diplomatik bir şekilde kendi Cumhurbaşkanı’na, kendi devletine, Dışişleri Bakanlığı’na ilet. Bu ülkede silah ticareti yaptığı iddia edilen; diplomatik dokunulmazlığı olmadığı halde yasa dışı bir şekilde büyükelçiliğin aracını alıp kullanan ve bir trafik kazası ile arkadan çarptığı genç bir insanı katleden ve bu ülkede siyasi sığınma hakkı olduğu iddia edilen bu şahsın iadesini sağla. Somali Büyükelçiliği’nden talebimiz odur. Ben bununla ilgili gerekenleri yaptım, Meclis’te bir araştırma komisyonu kuruyoruz ve bir soru önergesi verdim, bu meselenin takipçisi olacağız.”